Büyük Taarruz, ilk yapılan sad taarruz planında Nisan 1922 ayı olarak kararlaştırılmıştı. Mustafa Kemal Paşa’nın Mart 1922’de Bolvadin’de II. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa’yı ziyaretinden sonra Ağustos 1922 ayına kaydırılmıştır. Bu olayla ilgili çalışmaları II. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa’nın Kurmay Başkanı Kurmay Albay Sadık Atak’ın hatıralarından aktaralım:
“1922 yılı Mart ayında bir gün Başkumandan Atatürk’ten bir tehir-i mucibi idamdır (geç gitmesine sebep olanlar idam edilir) kaydı olan bir telgraf geldi. Telgrafın birinci maddesinde, bu emirden sadece ordu komutanları ve kurmay başkanları haberdar olacak, kolordu komutanlarına dahi bilgi verilmeyecek, deniyordu. İkinci maddesinde ise Büyük Taarruz’un Nisan ayı içinde yapılacağı ve ona göre hazırlıkların tamamlanması emrediliyordu. Telgrafı okuyunca çok heyecanlandım. Elimden kağıdı düşürdüm. Yakup Şevki Paşa gayet sakin bir şekilde beni dinledi. Sonra bana dönerek:
-Oğlum, eline kağıt kalem al, dedi. Bu telgrafa 24 sayfa cevap yazdırdı. Cevapta taarruzun Nisan ayında yapılamayacağının nedenleri anlatıldı. Ağustos ayında yapılmasını daha uygun olacağı anlatıldı. Mektup kurye ile Ankara’ya gönderildi.
Aradan 4 gün geçti. O gün nöbetçi subayı idim. Sabah saat dört sıralarında bir motor sesi duydum. Hemen kapıya fırladım. 4 kişilik Ford arabadan Mustafa Kemal indi. Koştum elini öptüm. Bizi ordu komutanı odasına götürmemi emretti. Atatürk merdivenlerden çıkarken Yakup Şevki Paşa heyecanla yatağından kalkmış, giyinmişti. Atatürk ile öpüştüler. Atatürk, bizi yalnız bırakın, dedi. İkisi yalnız kaldılar. Sabah sekize doğru kahvaltı istediler. Tekrar Yakup Şevki Paşa’nın odasına çekildiler. Öğle ve akşam yemeklerini beraber yedik. Gece saat dörde kadar tekrar tartıştılar. Saat dörtte Atatürk Bolvadin’den ayrıldı. Önde şoför ve yardımcısı, arkadan Jandarma Yaveri Siirtli Binbaşı Mahmut Bey ve Atatürk vardı. Atatürk Ankara’ya varınca Garp Cephesi ve ordu komutanlıklarına birer şifre ile II. Ordu Komutan Yakup Şevki Paşa’nın görüşünün uygun görüldüğünü ve Büyük Taarruz’un Ağustos ayında yapılacağını bildirdi.”
Büyük Taarruz’un tarihi 26 Ağustos 1922 olarak kararlaştırıldı. Başkumandan Büyük Taarruz kararını 6 Haziran 1922 günü verdi. Bu konuda Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ile görüştü. Sonra Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa’yı Sarayköy’e götürerek Batı Cephesi Komutanı ile birlikte saldırı hazırlıklarını hızlandırılması kararlaştırılır.
Mustafa Kemal Paşa’nın Başkomutanlığı, birçok muhalifin de katılmasıyla, süresiz uzatıldı. Her şey düzeninde görünmekteydi. Mustafa Kemal Paşa, 23 Temmuz 1922 sabahı ortalık aydınlanırken, otomobille Ankara’dan gizlice ayrılmış ve aynı gün akşamüstü Batı Cephesi Karargâhı’nın bulunduğu Akşehir’e gelmişti. Ertesi gün Konya’ya ve 27 Temmuz’da da yine Akşehir’e döndü. Diğer komutanlarla birlikte çok gizlilik içinde Akşehir’de taarruzun planları yapıldı.
Büyük Taarruz’u gizleyen tarihi futbol maçı
Mustafa Kemal Paşa Büyük Taarruz kararını aldığı Akşehir’de gizli bir toplantıda komutanları bir araya getirmek amacıyla, 28 Temmuz 1922’de düzenlenen futbol maçı, ülkemizin kaderini değiştiren tarihi bir olaydır.
Başkumandan Mustafa Kemal Paşa, düşmana son darbeyi indirmeye hazırlanırken, taarruzun yeri ve tarihini son derece gizli tutmaya özellikle dikkat etmişti.
Batı Cephesi komutanlarını Akşehir’ de toplamak için ilginç bir bahane buldu. Futbol orduda yaygın bir spor olmuştu. Tatil günleri alaylar, tümenler birbirleri ile kıran kırana maçlar yapıyorlardı. Cephe karargâhı futbol takımı ile kolordular karmasının 28 Temmuz 1922 Cuma günü Akşehir’de maç yapmaları kararlaştırıldı.
Atatürk Nutuk’ta bunu, “28 Temmuz 1922 günü öğleden sonra yaptırılan bir futbol maçını görmeleri ileri sürülerek, ordu komutanları ve bir takım kolordu komutanları Akşehir’e çağrıldı. 28/29 Temmuz gecesi, komutanlarla genel olarak saldırı konusunda görüştüm” sözleriyle ifade etmektedir.
Olay basına bildirildi. Ordu ve kolordu komutanları, yakın birlikler bu güzel maçı izlemeye çağrıldılar. Cephe istihkâm birliği, bir düzlüğü, futbol sahası olarak hazırlamaya koyuldu. Maç, iki sıradan oluşacak ahşap tribünün yer alacağı bir sahada yapılacaktı.
İsmet Paşa (İnönü) ile görüşen Mustafa Kemal Paşa, 24 Temmuz sabahı Konya’ ya gitmiş ve General Townsend ile beklenen ve ilan edilen görüşmesini yapmıştı. Bu görüşme nedeni ile Konya’da birkaç gün kalan Mustafa Kemal Paşa, bu sırada 28 Temmuz 1922 günü Akşehir’de, Subaylar arasında yapılacak iddialı futbol maçını da seyre davet olunmuştu. 28 Temmuz 1922 Cuma gününe kadar subaylar Akşehir’de toplanmaya başladılar. Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa, İsmet Paşa ve diğer komutanlar toplantıdan önce bir araya gelip, taarruz planını bir daha gözden geçirdiler. Görüşler birleştirildi.
Aşçı Hoca’nın Necati lakabıyla anılan, Necati Erçelebi’ye göre; “Atatürk ve komutanlar Ulu Cami’de cuma namazı kıldı. Namazdan sonra halk ile beraber istasyon yolunun yanındaki Atatürk’ün kaldığı Derviş Bey’in evinin arkasındaki arazide Garp Cephesi Karargâhı’nın zabit ve gedikli çavuşları ile Akşehirli gençler maç yaptılar. Ağabeyim Kara Mustafa da oynadı. Maçı seyreden Akşehir halkı, “Paşa, Yunanlılar’a Türk askerinin harp ile pek ilgilendikleri yok, futbol maçıyla vakit geçiriyor, dedirtmek için bu planı yaptı.” demişlerdi. Aslında da böyleydi.” şeklinde anlatıyor.
Maçın yapılacağı sahaya gelindiğinde, tribünün birinci sırası M. Kemal Paşa, Fevzi Paşa, İsmet Paşa, Yakup Şevki Paşa, Nurettin Paşa ve Fahrettin Paşa’ya ayrılmıştı. Paşaların çoğu ilk kez bir futbol maçı izleyeceklerdi.
İkinci sıraya, Batı Cephe Kurmay Başkanı Albay Asım Gündüz, Birinci Kolordu Komutanı Albay İzzettin Bey, Dördüncü Kolordu Komutanı Albay Kemalettin Sami Bey ile cephe, ordu ve kolordu üst subayları oturdular.
Saha toprak, kaleler filesizdi. Sahanın iç yanı genç subaylar, havacılar, doktorlar, astsubaylar, askerler, işçiler, şoförler ve bazı meraklı Akşehirliler ile çevirmişti. Hakem ve oyuncular uzun şortluydu. Ayaklarında bot, yarım çizme ya da postal vardı. Biri kırmızı, diğeri beyaz formalıydı. Kaleciler dizlerine sargı bezi sarmışlardı. Tarihi maç 2–2 sona erdi.
Maçtan sonra büyük komutanlar akşam yemeğinden sonra cephe karargâhında, başkomutana ayrılmış olan büyük odada bir araya geleceklerdi. Kolordu komutanları taarruz planlarını bilmiyorlardı. İlk kez öğreneceklerdi.
Memleketin kaderinde çok önemli bir yeri ve rolü olan hayati bir toplantıyı kamufle eden bu maçın ardından, komutanlara Büyük Taarruz kararları açıklanmıştır.
24 Ağustos 1922 Akşehir’in Şeref Günü
Türk ordusu ve karargâh bütün ağırlıklarıyla birlikte 24 Ağustos 1922 günü Akşehir’den ayrılarak taarruz hattı Kocatepe’ye ulaştıktan sonra 26 Ağustos 1922’de o kutsal emir verildi. 5 gün gibi kısa sürede 30 Ağustos 1922’de, Türk tarihindeki Ağustos ayının zaferlerine bir zafer daha eklendi.
24 Ağustos 1922 günü Akşehir’de son hazırlıklar gözden geçirildi. 26 Ağustos 1922 sabahı Büyük Taarruz başladı. Her iki ordunun bütün cephelerine saldırarak düşmanı 9 Eylül 1922 günü İzmir’e kadar kovaladı.
9 Eylül 1922 sabah saat 03’te 1.Süvari Tümeni önünde 14. Süvari Alayı, Sabuncu Beli’ne kadar geldi. Ortalık ağarınca Bornova şosesinden İzmir’e doğru yürüdü. Birliklerimiz hızla İzmir’e girdi.